Yücebaş Konağı, bir otel değil, yaşam alanımızdır. Üç yüz metre rakımda, beş dönümlük meyve bahçesi içinde, mevsimlik meyvelerin dalından yenebileceği bir kırsal yaşam evidir. Evimizde, yerel kültür çerçevesinde konuk kabul edilmektedir.
Ordu il merkezine 37 km, Fatsa’ya ise 8 km uzaklıktadır. Fatsa’dan kaliteli asfalt yolla 15 dakikada ulaşım sağlanmaktadır. Çarşamba Havaalanı 104 km, Ordu-Giresun Havaalanı ise 54 km mesafededir.
Evimizde üç yatak odası, orman ve bahçe manzaralı veranda, gerektiğinde kullanılabilecek mutfak, Wi-Fi erişimi, çevre görüntüleme sistemi ve otopark mevcuttur.
Yücebaş Konağı, taş duvar üzerine ahşaptan dekoratif bir şekilde yapılmış, asırlık tarihi olan bir evdir.
Orta ve Doğu Karadeniz şehir turlarına, denize, plajlara ve yaylalara günübirlik ulaşım olanağı sunmaktadır.
Hazinedaroğlu Konağı, Jason Burnu, Teleferik, Kurul Kalesi, Ünye Kalesi, Perşembe ve Çambaşı Yaylaları, Bolaman Vadisi, Gaga Gölü; köyümüz içindeki Tarihi Meydan, sayısı yüze yakın otantik (çivisiz-çimentosuz-parasız) evler, Şehitler Ormanı ve Fehmi Gündüz Evi görülecek yerlerdir.
Hikayemiz
Gürcistan muhaciri bir ailenin dört oğlundan en büyüğü olan dedem Hüsnü Yücebaş, 1920 li yıllarda Ayşe ile evlenir. İkisi erkek üç çocukları olur. Nüfus çoğalınca ayrı eve çıkmaları gerekir. Köyde kiralık ev yoktur. Hüsnü ile Ayşe, kendilerine ev yapmaya karar verirler.
Taş temel üzerine dolma takoz, dört oda bir salonlu evlerini yapmaya başlarlar. Temel atılır, taş duvar üzerine ahşap örülür; çatı tamamlanır, kiremit örtülür. Mutfağı ve bir odası oturulacak duruma getirilir; eve taşınırlar.
Bu arada beklenmedik bir olay yaşanır: Hüsnü, muhtemelen apandisti patlayarak ölür. Ayşe, en büyüğü on yaşında üç yetimle kalakalmıştır. Evin yapımını bitiremezler.
Sıkıntılı yıllar başlamıştır. Aradan yıllar geçer. Çocuklar Mahmut, Suriye ve Hasan büyürler. Kız evlenir; erkekler askerliğini bitirip köye döner. Fındık bahçeleri bölüşülür. Artık evi tamamlama zamanı gelmiştir. Kardeşler, evlerini paylarına düşen bahçelerinde yapmak istemektedir. Yarım kalan evi tamamlayıp ikincisini yapmaya güçleri yetmez.
Sorunu, yarım kalan evi söküp malzemeyi ikiye bölüp, kardeşlere kendi bahçelerinde birer ev yapmayla çözerler.
Mahmut, Meryem ile evlenir. Kendi payına düşen malzemeyle, iki oda, tuvalet ve çıkmasıyla kullanım alanı 28 metrekare olan evlerinde iki kız, bir erkek (ben) çocuklarını dünyaya getirerek yaşamlarını sürdürürler.
Ben torun Hüsnü Yücebaş, dede Hüsnü Yücebaş’ın bir asır önce temelini atıp, bitirmeye ömrünün yetmediği bu evi 2019 yılında restore ederek bugünkü haliyle bitirdim.
Adını YÜCEBAŞ KONAĞI koyduğum kırsal yaşam evimde, 39 yıllık fiili öğretmenlik hizmetimden sonra emekli olup EKO TARIM ve EKO TURİZM çalışmalarını yürüterek hayatımı sürdürmekteyim.